Benim adım Kikili,
Uzun zamandır insanlara uğursuzluk ve
ölüm habercisi olmadığımı anlatmak için gece-gündüz yollardayım. İnsanlar benim
hakkımda yanlış düşünüyorlar. Benim yaşamak için harabeler, ağaç kovukları,
kuleler, terk edilmiş kuş yuvaları gibi yerleri seçmemin nedeni, kemirgen
canlıların bolluğu nedeniyledir. Ben zararlı ve kemirgen canlılarla beslenerek
tabiatın ekolojik dengesini korumada fayda sağlarım. İki kilometrelik bir
arazide baykuşlar, senede 24 bin kadar fare, kemirgen, haşere gibi zararlı
hayvan avlarlar.
Ben gece avlanmak için mükemmel bir donanıma sahibim. Gözlerim
yüzümün yarısından fazlasını kaplar, bu sizde böyle olsaydı gözleriniz greyfurt
kadar olurdu. 70º net olmak üzere 110ºlik bir görüşe sahibim. Gözlerim çok
büyük olduğu için yuvalarında döndüremem ama başımı 270º açıyla çevirebilirim,
işte sizi ürküten de budur ama benim için yaşamsal önemi vardır. Gözlerimde mor
ışığa duyarlı rod hücreleri bulunur. Bu hücreler en küçük ışığı bile sinyale
çevirirler. Sizin sadece ışık parıltısını fark ettiğiniz yerde ben buradaki
cismi bütün detayları ile görürüm. Sizin böyle bir yeteneğiniz olsaydı, bir
kibrit çakarak, 1 km ötedeki nesneyi görebilirdiniz.
İnsanlar 8.500 hertzlik sesleri duyabilirken, ben 20.000 hertze
çıkan bir işitme yeteneğiyle küçük kemirgenlerin de seslerini duyabilirim.
Benim uğursuz olduğumu düşünüyorsunuz, evlerin çatılarında dolaşmam
bile sizleri tedirgin ediyor. Size neden evlerin çatısında dolaştığımı
söyleyeyim. İnsanlar eskiden evde hasta olduğu zaman, ışıklarını açık
bırakırlarmış. Işık açık olan evlerde de genelde kertenkele, haşere gibi
zararlılar toplanır. Bende gece avlandığım için doğal olarak onları avlarım.
İşte bu yüzden evlerin etrafında dolaşmam.
Ben bilgeliğin ve bilginin, öğretmenin ve öğrenmenin sembolü olmam,
duyularımın kuvvetli olması ve aslında ne kadar sevimli olduğumun vurgulanması
için bu atölyenin sembolü oldum. Rengimi de özgürlüğü, derinliği ve sakinliği
temsil etmesi ve ana renklerden biri olması nedeniyle mavi olarak seçtiler.
İşte ben Mavi Baykuş’um.